Dumlupınarlılarınforumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar

Aşağa gitmek

Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar Empty Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar

Mesaj  izmirlihoca 19th Kasım 2008, 14:00

http://www.haberx.com/Yazarlar/Hikmet-Genc/Kasim-2008/MUSTAFAYI-NEDEN-BEGENMEDILER-.aspx

‘MUSTAFA’YI NEDEN BEĞENMEDİLER ?..

Ya, ben size demedim mi, ‘bunlar Mustafa’yı beğenmezler !..’ diye...

Alın işte, bir Allah’ın Kemalisti, ‘beğendim’ demedi ?!...

Başta ****** olmak üzere özellikle CHP’liler büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar..

Hoş aslında CHP’yi yadırgamamak gerek...

‘******’ün kurduğu Parti’ belgeselini yapsın diye Kanaltürk’e eşek yükü para ödemişlerdi.

O zamanlar, CHP’nin en has adamı Tuncay Özkan’ındı Kanaltürk... (Has bir Ergenekoncu olarak halen ******’ın has müvekkilidir kendisi !.. )

O malum.. pardon meçhul ‘******’lü belgesel film’i de beğenmemişti ******. (kendi şiparişi olmasına rağmen) Bu yüzden yayınlanmamıştı...

Ancak varlığı meçhul bu belgeselin hakkını teslim etmek gerek.

Zira CHP, Kanaltürk’e aktardığı parayı aklamış ve büyük bir dertten kurtulmuştu..

(Bu arada, ‘keşke’ diyorum; Kılıçdaroğlu, bu ‘belgesel’in var olduğuna dair ‘belgeleri’ de ortaya çıkartsa, ne iyi olurdu !..)

Onun için, ******’ın ‘Mustafa’ hakkındaki görüşünün bir kıymeti harbiyyesi yoktur.

En has adamı beceremedi de, Can Dündar mı becerecekti ?!!...

***

Velhasıl ulusalcı-Kemalist ağabeyler ve ablalar, Can Dündar’a bozuk çalıyorlar...

Can Dündar, belgesel ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarda her ne kadar ‘insani boyut’a dikkat çekse de, ‘****** öyle değildi’ deyip duruyorlar...

Hatta bazıları, daha da ileri gidip, ‘Film, ******’ü küçük düşürmeye, devrimlerini önemsizleştirmeye ve yıkmaya yönelik yapılmış bir çalışmanın ürünüdür..’
diyorlar...

Neden ?

Çünkü filmde;

Küçükken karga kovalayan,

Büyüyünce günde 3 paket sigara, 1 büyük rakı içen..

Cepheden sevgilisine mektup yazan..

Büyük kentlere kendi heykellerini diktiren...

Hayatının son yıllarında yalnız ve mutsuz olan biriydi Mustafa...

Ne yani olamaz mı ?

Can Dündar, Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay arşivleri başta olmak üzere, bir çok belge ışığında hazırlamış bu belgeseli...

Üstelik filmi izlerken ‘insani boyut’un gözönüne alınmasını önemle vurguluyor...

Ancak nafile, derdini anlatamıyor...

En çok ‘günde 1 büyük Rakı’ meselesine takmışlar...

Ne yani, ‘****** alkolik miydi ?!..’ diye soruyorlar...

Ben de ‘Ulan, yıllarca ******’ün beyaz leblebi ve Rakı sevdasından söz eden kimdi ?’ diye soruyorum..

Bu memlekette ‘ATA’ marka rakı dahi üretildi be !..

Hoş, ******’ü çağrıştırmasın diye ‘ATA’ rakısı’nın yanına beyaz leblebi koymamışlardı. Biz de böylece ‘ATA’yı, atalarımızdan gelen tarihi içecek olarak
algılamıştık !!...

( Bir de okulda; ‘atalarımız kımız içerdi’ diye öğrettilerdi bize. Kandırıyorlarmış meğer !.. )

Dolayısıyla, ‘******’ün iyi içtiği gerçeğine neden bu kadar tepki gösteriyorlar anlamıyorum ?

Ne varki bunda ?...

Sen git her Cuma, Moda’da ‘içki eylemi’ yap..

‘ İstediğimiz an, istediğimiz yerde, vatanın her metrekaresinde içeriz, burası ‘****** Cumhuriyeti’ de...

Sonra da, ‘******’ün rakıya olan düşkünlüğünü kabul etme..

Bu ne yaman çelişkidir böyle !...

***

Can Dündar İnsani boyuttan söz ediyor, kaşalotlar anlamıyor...

ADD derneği salt boyutlara(!) takılıyor...

Efendim filmde ******’ün, arkasında uzun boylu adamların olduğu bir fotoğraf gösteriliyormuş..

******’ün kısa boylu olduğu ima ediliyormuş.. ( ******’ün uzun boylu olduğunu gösterir bir fotoğrafı yoksa elinde, n’apsın Can Dündar ?!.. )

Hiç olur muymuş öyle şey ?... ******’ü küçültme çabasıymış bu !...

******’ü aşağılamaya, devrimlerini yıkmaya çalışıyorlarmış...

( Tabi yahu.. Filmde ******’ü 2 metre gösterselerdi, devrimler de, cumhuriyet de kurtulacaktı.. )

Zeka ‘boyut’unda oldukça kısa kalan ADD’nin, insani ‘boyut’tan anladığı bu kadar işte...

( ****** filmi çekmek de çok zor iş be birader.. Dünyanın en uzun boylu aktörünü bulup ona ****** rolünü oynatacaksın.. Uzun aktör bulamazsan bir sürü
kısa boylu karakter oyuncusu ve figüran bulmak zorundasın ki; ****** kısa görünmesin.. Böylece vatan kurtulsun !..)

***

Bir de uyarıyorlar ;

Amman çocuklarınıza seyrettirmeyin !...

Seyretmesinler tabii !...

Çocuklar o reklam filminde olduğu gibi masum(!) kalsınlar.. ‘******’ün eline diken batmayacağını, kanının akmayacağını !’ bilsinler..

******’e atfedilen ‘uluhiyet’i zedeleyecek, hakkında şüphe uyandıracak, her türlü hareketten uzak durmak gerek !...

Böylece, gelecek nesilleri demokrasi tehlikesinden uzak tutup(!), ‘oligarşik Kemalizm’in geleceğini teminat altına alabilirsiniz !!!...

Aman sakın yalnış anlaşılmasın...

Biz tabii ki, çağdaş, laik, demokratik bir hukuk devletiyiz !...

Her ideolojiye sahip olabilir ve istediğiniz her dine mensup olabilirsiniz..

Müslüman, hristiyan, yahudi..vs, ya da ateist..

Özgürsünüz...

Yalnız, ‘Ataist’ olmak şart !..

----------

Hikmet Genc
http://www.haberx.com/Yazarlar/Hikmet-Genc/Kasim-2008/MUSTAFAYI-NEDEN-BEGENMEDILER-.aspx

izmirlihoca
En aktif üyeler

Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 47
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 27/09/08

http://www.ergundemir.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar Empty Geri: Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar

Mesaj  izmirlihoca 19th Kasım 2008, 14:03

M. Latif SALİHOĞLU
"Mustafa"nın mahiyeti
Bundan iki hafta kadar önce vizyona giren belgesel "Mustafa" filminin, yaklaşık 800 bin kişi tarafından seyredildiği belirtiliyor.
Bu arada filmin yapımcısı Can Dündar ile de çeşitli medya organlarında röportaj üzerine röportajlar yapılıyor.
Ne var ki, bu röportajların önemli bir bölümü, adeta birer "itirafnâme" niteliğini taşıyor. Okuyanların, dinleyenlerin şaşkınlığı yüzlerinden okunuyor.
Bu itirafnâmelerin en can alıcı noktasını ise, Mustafa Kemal'in gerçek mahiyetinin anlaşılmasına, onun semavî dinler ve bilhassa İslâm dini hakkındaki düşünce
ve kanaatlerinin, hedef ve icraatlerinin neler olduğuna dair ifadelerin, bilgi ve belgelerin ortaya dökülmesi, meydana serilmesi teşkil ediyor.
Hürriyet'ten Ayşe Arman'a "******’ün asıl mücadelesi, iktidarı, gökyüzünden yeryüzüne indirme meselesidir" diyen Can Dündar, bu çarpıcı gerçeği yeterince
belgesele yansıtamadığı ve filme yediremediği itirafında bulunuyor.
Bunun sebebini soran/sorgulayan Ayşe Arman'a ise, şu katmerli itiraflarla karşılık veriyor: "Haklısın. Belki de tamamen bunun üzerine (dinin hayattan tamamen
silinmesi çabasıyla ilgili) bir film yapmalıydım. Ama sen de kabul et ki, bu kolay bir mesaj değil."
Can Dündar'ın, "Mustafa" filmine hakkıyla yansıtamadığı, ancak "Mustafa Kemal'in mahiyeti"ne dair yaptığı tesbitler ve kendisinde hasıl olan kanaatleri
yansıtan şu satırları da lütfen dikkatle ve nazar–ı ibretle okuyunuz:
"Atatük'ün özel hayatını anlattığımız söyleniyor; ama aslında film onu anlatmıyor. Başka bir mücadele var ******’ün hayatında, ben onu fark ettim. Asıl
mücadele ne Yunanlılara, ne asi Kürtlere, ne de gericilere karşı veriliyor. ******’ün asıl mücadelesi, 'iktidarı, gökyüzünden yeryüzüne indirme meselesi.'
Ben bütün mücadelesini topyekûn elden geçirdiğimde bunu gördüm. Üstelik yapmaya çalıştığı çok
özel bir şey var: Sadece Türkiye’yi değil, bütün insanlığı ilgilendiriyor. Bütün insanlığı dönüştürebilecek bir şeyden söz ediyor. Bunu insanlık tarihinde
söyleyebilecek başka bir lider bilmiyoruz.
"Diyor ki ******: 'Biz ilhamlarımızı gökten değil, yeryüzünden alıyoruz. Bizim ilkelerimiz gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutulmamalıdır.'
Burada sadece İslâm da söz konusu değil; bütün dinlere bir gönderme var...
"******, bunu sereserpe Meclis kürsüsünden söyleyebiliyor; biz üzerinden 70 yıl geçtikten sonra bile henüz o cesarette değiliz... Bütün insanlık tarihinde
dinin tamamen siyasal ve toplumsal hayattan silinmesinden söz ediyor. Bu kadar radikal bir lider!
"Bazıları da '****** bir din adamıydı aslında' diyor. Öyle bir ****** anlatıyorlar ki, ellerini duâya açmış, sürekli dininde, imanında... Günah ya...
Bütün hayatı dinle mücadeleyle geçmiş bir insan...
"Evet, ciddîbir sansür var ******’ün üzerinde. 'Nasıl olabilir? Kim cüret edebilir?' diye düşünüyorsun. Cüret edenlerin bazıları onun en yakınları.
"Birçok insan gelip bana 'Medenî Bilgiler diye bir kitap varmış bu ne?' diye sormaya başladı. Medenî Bilgiler, ******’ün okullarda okutulsun diye Afet
İnan’a dikte ettirdiği, hatta oturup bizzat yazdığı bir kitap. Bir lider düşünün ki, 'Ben bir kitap yazdırıyorum, alın bunu okullarda okutun" diyor. Onu
okullarda okutmayı bırak, şu anda piyasaya çıkaramıyorsun. Bahsetmeye kalktığında başın belâya giriyor.
Nasıl böyle bir duruma gelmiş olabiliriz ki biz? Kitabın Tarih Kurumu’nca basılan versiyonunda bazı yerler çıkarılmış. Kim, neye göre karar vermiş? Neye
göre çıkarmış bilemiyorsun. Şaşırarak gördüm ki, önemli ölçüde sansürlenen bir ****** var.
"Meselâ diyor ki ******: 'Türkler, İslâm’ı kabul etmeden evvel de büyük milletti. İslâm’ın kabulü, bizi diğer Müslüman toplumlarıyla bir araya getirmeye
yardımcı olmadığı gibi, bizim millî hislerimizi uyuşturdu. Millî bağlarımızı gevşetti.'" (Hürriyet, 10 Kasım 2008)
Bu öyle bir hadisedir ki...
Can Dündar'ın "itirafnâme"sinden derlediğimiz bu ifadeler, bize Bediüzzaman Said Nursî'nin aynı meseleye taalluk eden bir mektubunu tahattur ettirdi.
1944'te yazılan ve "Denizli Mektupları" arasında yer alan bu mektupta, mahiyeti mutlaka bilinmesi gereken bir şahıstan bahsediliyor. Ayrıca, bu mahiyet
meselenin son derece ehemmiyetli olduğunu öyle bir tarzda nazara veriyor ki, bunun bilinmesi için başka hiçbir yerde rastlayamadığımız bedeli en ağır düşen
tâbirleri sıralıyor. İşte, söz konusu mektubun ilgili kısımları:
Aziz, sıddık kardeşlerim,
"(Allah'ın, kulları için seçtiği her şeyde hayır vardır) sırrıyla, bu mes'elemizin tehiri hayırdır.
"Çünkü bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Bu hal ise, âlem–i İslâma ve istikbale pek elîm ve
acı bir tesiri olacaktı.
"Şimdi ihtiyarımızın haricinde, onun mahiyeti ne olduğunu, en başta ve en ziyade alâkadar ve en son ondan vazgeçecek adamların ellerine katî hüccetler gösteren
ve ispat eden Risâle–i Nur geçmesi, kemâl–i merak ve dikkatle okunması öyle bir hadisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar,
din–i İslâm cihetiyle yine ucuzdur." (Şualar. S, 298–299)
Said Nursî, burada kast ettiği şahsın ismini vermiyor. Dolayısıyla, onun kim olduğunu burada sorgulayacak değiliz. Ancak, vaktiyle topluma ısrarla mal edilmeye
çalışılan bir şahsın hakiki mahiyetinin bilinmemesini doğru bulmadığını, hatta bunun son derece tehlikeli olduğunu, kendi fikrine, itikadına ve üslûbuna
uygun şekilde izah ediyor.
Biz de, birbirine paralellik arz eden biri tarihî, diğeri ise aktüel olan bu iki gelişmeyi değerlendirmenize sunuyoruz.

izmirlihoca
En aktif üyeler

Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 47
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 27/09/08

http://www.ergundemir.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar Empty Geri: Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar

Mesaj  izmirlihoca 19th Kasım 2008, 14:04

Basbayağı bir linç bu... Tabu nedir şimdi anladım
Ayşe Arman' Can Dundar ile Mustafa filminin aldığı tepkiler uzerine yapılan 09/11/08 tarihli roportajı
Ayse Arman: Neydi yapmak istediniz?
Can Dundar:

- Özel hayatını anlattığımız söyleniyor, ama aslında film onu anlatmıyor. Başka bir mücadele var ******'ün hayatında, ben onu fark ettim ama gelen
tepkilere bakıyorum da filme çok yedirememişim. Asıl mücadele ne Yunanlılara ne asi Kürtlere ne de gericilere karşı veriliyor. ******'ün asıl mücadelesi,
"İktidarı, gökyüzünden yeryüzüne indirme meselesi." Ben bütün mücadelesini topyekûn elden geçirdiğimde bunu gördüm. Üstelik yapmaya çalıştığı çok özel
bir şey, sadece Türkiye'yi değil bütün insanlığı ilgilendiriyor. Bütün insanlığı dönüştürebilecek bir şeyden söz ediyor. O sonda yaptığı konuşmada söylediği
bir şey var ki -ben bunun filmin en çok konuşulacak şeyi olacağını sanıyordum, üzerine kimse bir satır bile yazmadı- bunu insanlık tarihinde söyleyebilecek
başka bir lider bilmiyoruz.

"Biz ilhamlarımızı gökten değil, yeryüzünden alıyoruz, bizim ilkelerimiz gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutulmamalıdır" diyor.

Burada sadece İslam da söz konusu değil, bütün dinlere bir gönderme var.
Ayşe Arman: Peki o zaman filmde niye bunun altını daha çok çizmediniz? Öyle geldi geçti...
Can Dundar:

- Haklısın. Belki de tamamen bunun üzerine bir film yapmalıydım. Ama sen de kabul et ki bu kolay bir mesaj değil, ****** bunu sereserpe Meclis
kürsüsünden söyleyebiliyor, biz üzerinden 70 yıl geçtikten sonra bile henüz o cesarette değiliz. Bahsettiği, Barack Obama'nın İncil'e el basarak yemin
etmesine uzanan bir süreç.

Bütün insanlık tarihinde dinin tamamen siyasal ve toplumsal hayattan silinmesinden söz ediyor. Bu kadar radikal bir lider!

http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=7722

izmirlihoca
En aktif üyeler

Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 47
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 27/09/08

http://www.ergundemir.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar Empty Geri: Mustafa Filmi üzerine yazılan yazılar

Mesaj  izmirlihoca 19th Kasım 2008, 14:06

"******’ün bütün hayatı dinle mücadeleyle geçmiş"tir

Can Dündar: ******’ün asıl mücadelesi, "İktidarı, gökyüzünden yeryüzüne indirme meselesi."
Neydi yapmak istediniz?

Özel hayatını anlattığımız söyleniyor, ama aslında film onu anlatmıyor. Başka bir mücadele var ******’ün hayatında, ben onu fark ettim ama gelen tepkilere
bakıyorum da filme çok yedirememişim. Asıl mücadele ne Yunanlılara ne asi Kürtlere ne de gericilere karşı veriliyor. ******’ün asıl mücadelesi, "İktidarı,
gökyüzünden yeryüzüne indirme meselesi." Ben bütün mücadelesini topyekûn elden geçirdiğimde bunu gördüm. Üstelik yapmaya çalıştığı çok özel bir şey, sadece
Türkiye’yi değil bütün insanlığı ilgilendiriyor. Bütün insanlığı dönüştürebilecek bir şeyden söz ediyor. O sonda yaptığı konuşmada söylediği bir şey var
ki -ben bunun filmin en çok konuşulacak şeyi olacağını sanıyordum, üzerine kimse bir satır bile yazmadı- bunu insanlık tarihinde söyleyebilecek başka bir
lider bilmiyoruz. "Biz ilhamlarımızı gökten değil, yeryüzünden alıyoruz, bizim ilkelerimiz gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla bir tutulmamalıdır"
diyor. Burada sadece İslam da söz konusu değil, bütün dinlere bir gönderme var.
Bazıları da "****** bir din adamıydı aslında" diyor. Öyle bir ****** anlatıyorlar ki, ellerini duaya açmış, sürekli dininde, imanında. Günah ya. Bütün
hayatı dinle mücadeleyle geçmiş bir insan.

Peki o zaman filmde niye bunun altını daha çok çizmediniz? Öyle geldi geçti...

Haklısın. Belki de tamamen bunun üzerine bir film yapmalıydım. Ama sen de kabul et ki bu kolay bir mesaj değil, ****** bunu sereserpe Meclis kürsüsünden
söyleyebiliyor, biz üzerinden 70 yıl geçtikten sonra bile henüz o cesarette değiliz. Bahsettiği, Barack Obama’nın İncil’e el basarak yemin etmesine uzanan
bir süreç. Bütün insanlık tarihinde dinin tamamen siyasal ve toplumsal hayattan silinmesinden söz ediyor. Bu kadar radikal bir lider!

Ama onu bizden "gizlemişler", filmde vermek istediğiniz mesajlardan biri de bu, öyle değil mi?

Evet. Ciddi bir sansür var ******’ün üzerinde. "Nasıl olabilir? Kim cüret edebilir?" diye düşünüyorsun. Cüret edenlerin bazıları en yakınları. Bunu da
kötü niyetlerinden yapmıyorlar, istiyorlar ki ******’ü herkes sevsin.

Bir de "Herkesin bildiği şeyler..." diyenler var...

Bu İlber Ortaylı için geçerli olabilir ama ben zannetmiyorum ki, diğer insanlar için geçerli olsun. Birçok insan gelip bana "Medeni Bilgiler diye bir kitap
varmış bu ne?" diye sormaya başladı. Medeni Bilgiler, ******’ün okullarda okutulsun diye Afet İnan’a dikte ettirdiği, hatta oturup bizzat yazdığı bir
kitap. Bir lider düşün ki, "Ben bir kitap yazdırıyorum, alın bunu okullarda okutun" diyor. Onu okullarda okutmayı bırak, şu anda piyasaya çıkaramıyorsun.
Bahsetmeye kalktığında başın belaya giriyor. Nasıl böyle bir duruma gelmiş olabiliriz ki biz? Kitabın Tarih Kurumu’nca basılan versiyonunda bazı yerler
çıkarılmış. Kim, neye göre karar vermiş? Neye göre çıkarmış bilemiyorsun. Şaşırarak gördüm ki önemli ölçüde sansürlenen bir ****** var.

Peki siz o 120 dakikaya her şeyi sokuşturmaya çalışmış olabilir misiniz? Hani hiçbir şeyi atlamayayım, o da olsun, bu da olsun...

Olabilir, bu telaş da filmi yoğunlaştırdı. Bir çok mesaj da güme gitti. Mesela diyor ki "Türkler, İslam’ı kabul etmeden evvel de büyük milletti. İslam’ın
kabulü, bizi diğer Müslüman toplumlarıyla bir araya getirmeye yardımcı olmadığı gibi, bizim milli hislerimizi uyuşturdu. Milli bağlarımızı gevşetti." Filmin
içinde bu cümle var. Biz okulda da başka yerlerde de bunları hiç duymadık ki. Bunun tartışılması gerekmez mi? Sigarasına, içkisine takıldılar, bunun üzerinde
durmadılar.

izmirlihoca
En aktif üyeler

Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 47
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 27/09/08

http://www.ergundemir.tr.gg

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz