Pörsüyen balon Kılıçtaroğlu anca böyle patladı

[izmirlihoca]

http://www.haberx.com/Yazarlar/Hikmet-Genc/Aralik-2008/IKI-BALON-BIRDEN-PATLADI-.aspx
İKİ BALON BİRDEN PATLADI !...
Harbiden balonmuş...
’Galibi çıkmadı.., düello değil, kör dövüştü, patlama sesi duyamadık..’ dediler.
Normaldir...
Zira pörsümüş balon patlarken ancak bu kadar ses çıkartır !...
***
Gökçek tedbirini baştan alıyor;
Bakın, Kılıçdaroğlu’nun iddiası şudur ;
’Melih Gökçek 168 Euro’ya doğal gaz sayacı alıyor. Aynı sayacı İstanbul Belediyesi 23 Euro’ya alıyor. Aradaki fiyat farkı 145 Euro’dur. Bu fark toplam sayaçla
çarpıldığında 12,5 milyon Euro ortaya çıkıyor. Sonuç ; Melih Göçek Ankara halkına 12,5 milyon Euro fazla para ödetmiştir. Yolsuzluk yapmıştır...’
Ve ekliyor;
"Konu budur.. Televizyona çıkıp bunları iddia etmiştir.. Ben bunlara cevap vereceğim... Bunun dışında hiç bir konuyla ilgili açıklama yapmam. Farklı iddialara
cevap vermem. 168 Euro meselesini bitiririz. Tartışma sonunda başka iddialar ortaya atabilir, son 5 dakika ben de iddialarımı ortaya koyarım, o da koyar...
Onları da başka programlarda tartışırız.."
Ne kadar açık değil mi ?
Ardından neler oluyor, bakalım..
Gökçek sayaçları çıkartıp gösteriyor... Biri mekanik sayaç, diğeri ön ödemeli sayaç...
Gökçek’in aldığı sayaç; ’ön ödemeli’ (dijital) sayaç.
İstanbul Belediyesi’nin aldığı sayaç; mekanik sayaç
Kılıçdaroğlu, iki sayacın arasındaki teknik farkı gizleyerek (ya da bilmeden) hesap yapıyor...
Kılıçdaroğlu elmalarla armutları topluyor...
Örneğin ’Mekanik sayaç elma, ön ödemeli yani ’daha iyi’ olan sayaç, armut...’ diyebiliriz..
Çağdaş(!) bir CHP’linin sayacın ’iyisinden’ anlamaması, ne kadar garip değil mi ?!!...
***
Kılıçdaroğlu’nun önce Arena programında (canlı yayında) daha sonra da yazılı basında kayıtlara geçen iddiası neydi ?
Tekrarlayalım ;
’Melih Gökçek 168 Euro’ya doğal gaz sayacı alıyor. Aynı sayacı İstanbul Belediyesi 23 Euro’ya alıyor. Aradaki fiyat farkı 145 Euro’dur. Melih Gökçek yolsuzluk
yapmıştır...’
Formüle edelim;
168 - 23 = 145
145 x abone = 12,5 milyon Euro yolsuzluk
Melih Gökçek sayaçları, yanyana, altalta, üstüste koyarak anlatıyor;
- 168 Euro’ya sayaç almadık. Aldığımız aha budur.., fiyatı ; 63 Euro
- İstanbul’a alınan sayaç mekanik sayaçtır. Fiyatı 23 Euro’dur. Ben de daha önce mekanik sayaç aldım aha o da budur.., fiyatı 18 Euro.
Gökçek soruyor;
Benim aldıklarımın faturası burda. Şimdi bana 168 Euro’luk faturayı göster. Elinde bir belge var mı ?
Kılıçdaroğlu hiç bir belge, fatura gösteremiyor...
Gökçek bir daha soruyor, bir daha soruyor...
Yaklaşık bir buçuk saat süren program boyunca soruyor; 168 Euro, belge.., fatura.., ispat.., ??
Kılıçdaroğlu’dan gelen cevap ; oraya da geleceğim, şimdi geliyorum, gelmek üzereyim
Süre bitiyor ama Kılıçdaroğlu bir türlü oraya gelemiyor.
168 Euro’yu tek bir defa telaffuz etmiyor..
Başka sularda geziniyor...
Ankara Belediyesi’nin elektrik direklerini Cumhurbaşkanı’nın yakınlarının şirketinden aldığını iddia ediyor...
Gökçek; ’belgelerini göster’ diyor...
Dur bakalım telaşlanma onu da göstereceğim deyip başka konuya geçiyor Kılıçdaroğlu..
Bu sefer, Gökçek’in kollandığını, hiç soruşturma geçirmediği iddia ediyor.
Gökçek ise 2’si mahkemeye intikal etmiş toplam 14 soruşturma geçirdiğini söylüyor. Yine ’aha burda’ diyor..
***
Bu arada sorumlu yayıncılık anlayışının feriştahı Uğur Dündar ne yapıyor ?
Sorumluluğunu yerine getirip(!) Kılıçdaroğlu’na kol kanat geriyor...
Gökçek; "168 Euro, belge.., fatura.., ispatlasın.., sorun kendisine.. Bu meseleyi halledelim sonra başka konulara geçelim" diyor...
Uğur Dündar, Gökçek’i sürekli sükûnete davet ediyor... Bir türlü 168 Euro’ya gelemeyen Kılıçdaroğlu’na net bir şekilde "elinizdeki belge veya faturayı sayın
seyircilerimize gösterebilir misiniz ?" diye soramıyor...
Bir yandan Gökçek bağırıp çağırıyor, diğer yandan Kılıçdaroğlu, ’dur bakalım ben daha ne hesaplar soracağım...’ diyor.
Tabi arada bir "oraya da geleceğim" sözünü eksik etmiyor...
Zaman zaman Gökçek ve Kılıçdaroğlu aynı anda konuşuyorlar ve kimin ne dediği anlaşılmıyor..
40 yıllık gazeteci Uğur Dündar kendini kaybediyor. Konuşmasını, tavrını, mimiklerini kontrol edemiyor...
Kılıçdaroğlu konuşurken, o tanıdık hafif gülümseme modunda olan Uğur Dündar, Gökçek’e sıra geldiğinde oldukça gergin bir ifadeyle ’evet bitti mi efendim,
belki dosyalarınızın arasında unutmuşsunuzdur, bir daha bakın..’ şeklinde tahrik edici bir üslup kullanıyor...
Tartışmayı çığrından çıkaran Uğur Dündar hakimiyeti tamamen kaybediyor... Canlı yayında olduğunu unutuyor ve kulaklığına gelen mesaja, yüksek sesle cevap
veriyor;
’Hayır, Melih Gökçek’in sesini yayından almayın !..’
Böylece milyonlarca insan yönetmenin ne teklif ettiğini anlıyor...
Bunun üzerine biz de Uğur Dündar gibi; ’pes doğrusu’ diyoruz !...
Bir ara kameraman, Kılıçdaroğlu’nun yanında bulunan bir klasörü zumluyor.
Dosyanın üzerindeki yazı okunacak şekilde zumlamayı sürdürüyor usta Star kameramanı !...
Ve dosyanın adını okuyoruz ;
İ.Melih Gökçek !...
Yine ’pes doğrusu’ diyoruz !...
Zira, Star TV, tarafsız, ilkeli ve sorumlu yayıncılık anlayışıyla(!), şeytanı ayrıntıda gizliyor !...
Bu arada Gökçek, fırsat buldukça soruyor;
168 Euro, belge.., fatura.., ispat.., ??
Gökçek darbeyi indiremiyor..
Kılıçdaroğlu sakin ve pişkin; ’oraya geleceğim, şimdi geliyorum, gelmek üzereyim’ diyor
Ama o da bir türlü gelemiyor...
Neticede Kılıçdaroğlu’nun168 rakamını nereden bulduğunu öğrenemiyoruz...
Ulusalcıların ’belgeli kahramanı’, pörsük bir balon gibi patlıyor !...
Tıssssss....
Uğur Dündar’a gelince...
Tam bir fiyasko...
Onun da tarafsız, ilkeli ve sorumlu yayıncılık balonu patlıyor !...
Pofffffff.....
==========
Hikmet Genc
http://www.haberx.com/Yazarlar/Hikmet-Genc/Aralik-2008/IKI-BALON-BIRDEN-PATLADI-.aspx