millinefere cevaben İSLAM DİNİ İLE TÜRK MİLLİYETÇİLİGİ

[büyük_aslihanlarli]

--------------------------------------------------------------------------------

İSLAM DİNİ İLE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ

Şunu kesinlikle ifade etmeliyiz ki, milletin teşekkülü ve varlığını sürdürebilmesi için, dinin soy, dil, kültür kadar zaruri bir unsur olduğu inancında olmalıyız. Bu bakımdan dini, Türk milletinin manevi birliğini sağlayan önemli bir bağ olarak görmeliyiz. Türkleri millet olarak bütünleştiren din, milli birlik şuurunu olgunlaştırıcı fonksiyonu ile, Milliyetçiliği önleyici değil, aksine besleyici bir kaynaktır..Türkler İslamiyeti kabul etmeden önce de bir takım dinlere mensuptular ve milliyetçi idiler..

Türklerin milliyetçilik inançları ile, mensup oldukları dinlere ait inançları, aynı anda ve bir arada mevcudiyetini sürdürmüştür..Hemen belirtmeliyim ki bundan şamanlık, budistlik, maniheistlik gibi dinlerin, Türk’ün milliyetçilik inançlarına uygun düştüğü ve onu beslediği sonucu çıkarılmasın..Özellikle budizm ve maniheizm, Türk’ün üstün fatihlik vasıflarını zayıflatan, askeri meziyet ve dehasına sekte vuran, onu adeta uyuşturan dinlerdi..İşte bu dinlerin olumsuz etkilerine rağmen Türkün milliyetçilik ateşini söndürmeden sürdürebilmiş olması, ondaki Milliyetçilik mayasının kudretini gösteren delillerden birisi sayılmalıdır..

İslam dini ise, Türk’ün yaradılıştan gelen üstün meziyetlerini, kahramanlık ve cengaverliğini, öteki dinler gibi kösteklememiş, aksine desteklemiştir.. Türk benliğindeki akıncılık ruhunu, İslam’ın cihat ve gaza müesseselerinde bulmuştur.. Töre ve geleneklerinde mevcut olan adalet, hakkaniyet, konukseverlik gibi özelliklerinin İslam dininin özünde var olduğunu müşahede etmeklede büyük bir bahtiyarlığa ulaşmıştır..Bundan dolayı İslamı daha çok sevmiş, daha çok bağlanmış, onun sevilip yayılmasına kendini adamıştır..

İslam emirleri ile, Türk milliyetçiliğinin ilkeleri büyük ölçüde, aynı istikametlere yöneliktir..İslam dininin, yalnızca Allahla kul arasındaki münasebetleri tanzim etmekle kalmayışı ve ahiret nizamı yanında, dünya nizamını kurmaya da esas alışı, gerçi bazı noktalarda nizan kurucu ilke olan Türk milliyetçiliği ile isamı çeliştirmektedir. Ancak, üstün Türk zekası, tarihi boyunca bu çelişkiyi cemiyete hissettirmemiş “ümmet” ile “millet” i “şeriat” ile “töre” yi dengeli bir şekilde ve başarıyla bağdaştırmasını bilmiştir..Bugün de yapılması gereken bu olmalıdır..

Bu başarılı bağdaştırma sonucunda, TÜRK BİRLİĞİ zayıflamamış, aksine güçlenmiş, Türk milliyetçiliğinin şahlandığı dönemlerde, islam imanı onu besleyen tükenmez bir kaynak olmuştur…Ancak şunu da hemen ilave etmeliyiz ki islamın şartlarına sarılırken Türk töresini ihmal edenler “ümmet, ümmet” diye milletini unutanlar çıkmamış değildir..Onların bu yanlış tutumlarının mesuluyetini, islam şeriatına veya islamın ümmet kavramına yüklemek büyük haksızlıktır…Tarihimiz boyunca gelmiş geçmiş birtakım yobaz yöneticilerin, Milliyetçiliği red edici gericiliklerini, islamın emriymiş gibi göstermek çok büyük suç ve çok büyük bir vebaldir..İslam, asla milliyetçilik ateşini söndürmez, aksine o ateşi besler ve kuvvetlendirir….Arapların çoğunun da bizim kadar milliyetçiliğine düşkün olduğunu ve bu milliyetçilik ilkesinin de İslam inancı tarafından beslendiğini belirtmek, her halde bu müşehadeyi belgelemek için yeterlidir